2 Eylül 2014 Salı

Eylül'e Varınca


En çok bu dizeler lazım oldu, İstanbul'a dönüşümde. Şimdi aslolan;


Ve Eylül'e vardık. Şükür. Şükran. İlk defa bir yaz'ı yadırgadım, bir an önce bitsin istedim ve eğer bu yaza bir şiir adamak gerekseydi, bu şiirin tamamını seçerdim:

Yaz Yadırgaması
sanıyorum bu gelen hüzünlü bir yaz olacak
öyle ki bütün akşamları hüzünlü
dutları ve karpuzları kavruk
sevgilim, dutları ve karpuzları kavruk
güneyden gelen adamların bile terlediği
ellerimin solgunluğundan anlıyorum bunu
ve zayıflığından bir bakıma
örneğin bankalar karşısında ilgisiz
silah önünde durgun
ateş tutsa irkilmiyor buna karşın
aldığı her yaprak bozarıyor parmaklarında
sana dokunduğundaki soğukluk da bundan
yankılanan sesleri bile duymuyor
deniz bir kavganın anısı ve geleceği olarak
gitgide mavileşiyor damarlarında
sevgilim işte öyle bozarıyor, al sana
doğrusu ben de yadırgarım böyle yazları
her şey sözgelişi yerli yerinde ve rüzgarın hükmü yok
bir adam kalkıp bir yerden bir yere gitse
kılı kıpırdamıyor bir ormanın
ve çalınan bir otomobilin çalışkanlığı
kelebek camı kaputu kaportası
hüzün vermiyor kimseye şimdilik
ve senin dudaklarında biriken kuruluk sevgilim
bu yazdandır
ne var ki artık çok iyi anlıyorum
şimdi aslolan mutsuzluktur
şimdilik ve daha birkaç zaman
birtakım adamların geleceği zamana kadar
ceplerinde tütün ve kavlı çakmak taşıyan
şimdi
hey gidi istanbul
hey gidi istanbul'un topkapısı
şimdilik ve daha birkaç zaman
şimdilik çaresizliğin sevgilim

Turgut UYAR, YKY, Büyük Saat, sahife 448

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder